"Özgürlük mavi gökyüzüdür öyle mi? Sınırlara ayrılmış kara parçasından beri olmaktır özgürlük, belki de size göre. İstediğin coğrafyaya kanat çırpmaktır. Güneşe yakın olmaktır, ha? Ah sizler yok musunuz? Yalan söylemekte üstünüze yoktur. Ve önce kendiniz inanırsınız yalanlarınıza. Kaçın bakalım kendinizden."

Uçmak isteyen, yaşadığı göle acemi küçük bir balığın hikâyesi bu. Ona yardım etmek isteyen bir Ermiş Balık... Bir Adamlık Hikâyeler kitabımdan uyarlama bir tiyatro oyunu.

"Küçük Balık için bir şeyler yapmak istiyordu Ermiş. Bir canlının sarılacağı bir umuda ihtiyacı olduğunu biliyordu. Bir canlının salt doğruyla, umuttan yoksan bir doğruyla yaşaması mümkün değildi. Bir balığın uçmak istemesi kadar mümkün değildi bu! Karşısındaki bu balık hem uçmayı istiyordu hem gölün doğrusuna tahammül edemiyordu. Umutsuz ve sabırsızdı. Küçük Balık'ın durumu biraz da kendi durumuydu. Her canlının yenilgisiydi aslında Küçük Balık'ın durumu."